2. Hz.Muhammed Güvenilir Bir İnsandı

Hz. Muhammed, çocukluğunda ve gençliğinde güvenilir bir kimse olarak biliniyordu.

Mekkeliler onu dürüst ve güvenilir anlamına gelen “Muhammedü’l-Emin” diye çağırıyorlardı. Onun hayatında dürüstlüğe dair pek çok örnek vardır. Peygamberimiz, verdiği sözleri mutlaka yerine getirmiş, kendine verilen emanetleri zamanında sahiplerine teslim etmiştir. Özü sözü bir olan Hz. Muhammed asla yalan söylememiş ve yaşamı boyunca doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamıştır.

Mekke’nin en zenginlerinden ticaretle uğraşan Hz. Hatice, Hz Muhammed’in dürüstlüğünden dolayı onunla ticari ortaklık yapmıştır. İnsanların Hz. Muhammed’e olan güvenini Hz. Hatice şu sözleriyle ifade etmiştir: “Ey Muhammed! Sen iyi, doğru, güvenilir ve güzel ahlaklı birisin.” (Afzalur Rahman, Siret Ansiklopedisi, C 1, s. 69.)

Kâbe’nin onarılmasında Mekkeliler arasında çıkan anlaşmazlık, Peygamberimizin hakemliği ile çözülmüştür. Hz. Muhammed güvenilir biri olduğu için Mekkeliler onun hakem olmasına sevinmişlerdir.

Hz. Muhammed’in güvenilirliği ve dürüstlüğünü herkes kabul etmiş olmasına rağmen peygamberlikle görevlendirildiği zaman Mekkeliler ona, kâhin ve büyücü gibi asılsız yakıştırmalarda bulundular. İslam’ı tebliğden vazgeçmesi için zenginlik, yöneticilik ve makam gibi cazip tekliflerde bulundular. Davasından vazgeçirebilmek için daha pek çok karalayıcı sözler sarf ettiler. Bunlar işe yaramayınca şiddete başvurdular ve sonunda canına kıymaya karar verdiler. Fakat onun güvenirliğine gölge düşüremediler.

Bir defasında Mekke’nin önde gelenlerinden Nadir bin Haris, Hz. Peygambere kötü davrananlara, “Küçüklüğünde aranızda en sevilen, en güvenilen ve en dürüst o idi. Şimdi o daha da olgun hâle gelmiş iken bunları nasıl söylersiniz?” diyerek onların bu tutarsızlıklarını yüzlerine vurmuştur. (Afzalur Rahman, Siret Ansiklopedisi, C 1, s. 69.) Hz. Muhammed’e en çok karşı çıkan Ebu Cehil bile “Muhammed! Sana yalancısın diyemiyorum; ama bana göre senin söylediklerin doğru değil.” Diyerek Hz. Muhammed’in doğru ve güvenilir olduğunu itiraf ederken çelişkiye düşmüştür. Allah bu durumu En’âm suresinin 33. ayetinde şöyle açıklamıştır: “Biliyoruz, onların dedikleri seni üzüyor, gerçekte onlar seni yalanlamıyorlar. Fakat o zalimler, bile bile Allah’ın ayetlerini inkâr ediyorlar.” Hz. Muhammed tüm Mekkelilere İslam’ı anlatmak için onları Safa Tepesi’ne çağırıp, “Ey insanlar şu dağın arkasında size karşı hazırlanmış bir ordu vardır desem bana inanır mısınız?” diye sormuştu. Orada bulunanların hepsi birden, “Evet inanırız. Çünkü senden hiçbir zaman yalan söz duymadık.” (İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, s. 89.) diyerek cevap vermişlerdi.

Mekkeliler, Hz. Muhammed’e güvendikleri için kıymetli eşyalarını ona emanet ederlerdi. O, Mekke’den Medine’ye hicret edeceği gün, kendisine bırakılan emanetleri sahiplerine teslim etmek üzere Hz. Ali’yi görevlendirmiştir. Hz. Peygamber, İsrâ suresinin 34. ayetindeki, “...Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluk gerektirir.” Mesajını ilke edinmiş ve “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!...” (Hûd suresi, 112. ayet.) ayetine uygun olarak hayatını sürdürmüştür.

İnsan ilişkilerinde her zaman dürüst ve güvenilir olan Hz. Muhammed, inananların da güvenilir ve dürüst olmasını istemiştir. “Müslüman, elinden ve dilinden başkalarının güvende olduğu kimsedir.” (Tirmizî, İman 12; Nesai, İman, 8.) buyurarak dürüstlük ve güvenirliğin önemine vurgu yapmıştır.

Bir gün Peygamberimiz Medine çarşısında dolaşırken buğday dükkânının birinde, buğday yığınına elini daldırmış ve altının nemli, üstünün ise kuru olduğunu görmüştür. Sebebini sorduğunda, buğday sahibi; bu durumun yağmurdan kaynaklandığını ileri sürmüştür. Bunun üzerine Hz. Peygamber “Bizi aldatan bizden değildir.” (Müslim, İman, 43.) buyurarak onu ikaz etmiştir.

İnsan ilişkilerinde dürüstlüğün ve güvenilirliğin çok önemli bir yeri vardır. Arkadaşlıklar, dostluklar, ticari ortaklıklar, evlilikler daima güven üzerine kurulur. İslam’ın en önemli buyruklarından biri, güvenilir olmaktır. Dolayısıyla güvenilir olmak, iyi bir Müslüman olmanın gereğidir. Allah Resulü, İslam hakkında nasihat almak isteyen bir şahsa, “Allah’a inandım, de. Sonra da dosdoğru ol…” (Müslim, İman, 38.) buyurarak dürüstlüğün imandan sonra en önemli değer olduğunu vurgulamıştır.

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol